veteriner, tarım, hayvancılık,
danışmanlık, ipard
veteriner, tarım,
hayvancılık, danışmanlık, ipard
Hayvancılığa
Başlarken/Tercihler
Bir büyükbaş hayvancılık işletmesi
kuruluşuna karar verirken, kurulması
düşünülen yere ilişkin ekolojik çevre,
tarımsal alt yapı, tedarik ve pazar
özelliklerinin öncelikle incelenmesi ve
değerlendirilmesi gerekir.
Bunun yanında kurulacak işletmenin arazi
varlığı, konumu ve üretim alt yapısı
değerlendirilir.
İşletmenin kurulacağı yerin ekolojik çevre
özelliklerinin değerlendirilmesi sonucu,
kurulacak işletmenin bina ve tesis
özellikleri ile damızlık ırk tecihinde
belirleyici ve yönlendiricidir. Kurulacak
sistemin, açık, yarı açık veya kapalı ahır
sistemi olması, yetiştirmenin entansif, yarı
entansif veya ekstansif olması, hangi ırkın
tercih edileceği bu
değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi
gereken adımlardır.
Bilgi ve teknoloji kullanım imkanları da
işletmenin kuruluşunda değerlendirilmesi ve
kararlarda dikkate alınması gereken bir
konudur. Bu anlamda geleneksel bilgi
birikimleri ile sürdürülecek hayvancılık
işletmesinin şekli, büyüklüğü ve
yetiştirilecek ırk seçimi ile bilgi ve ileri
teknoloji imkanlarından yararlanılması
planlanan işletmenin özellik ve ölçekleri,
diğer şartlar aynı olsa bile farklı olmak
zorundadır.
İnsan kaynakları tedarik ve maliyetleri,
sürü büyüklüğü, maliyet ve kullanılacak
teknoloji tercihlerini etkileyen faktörler
arasındadır. Ancak bilhassa kültür
ırkı sığır yetiştiricilinde asgari düzeyde
uygulanması gereken bilgi ve teknoloji
sınırlarının üzerine çıkılması, işletmenin
sürdürülebilirliğinin temel şartlarındandır.
Yetiştirilecek damızlık hayvanların ırk
seçiminde de ekolojik çevre, tarımsal alt
yapı, işletme yapısı yanında pazar
özellikleri, çevredeki hastalık riskleri de
değerlendirildikten sonra ortaya çıkan
verilere göre karar oluşturulur. Ülkemizde
başarıyla yetiştirilen Siyah alaca,
Simental, Esmer v.b kültür ırkları
olabileceği gibi, yukarıdaki tanımlanan
değerlendirmeler sonucuna göre yerli ırk ve
melezlerinin de daha ekonomik olabileceği
göz ardı edilmemelidir.
Ülkemizde üretici süt fiyatları, bölge ve
işletme özelliklerine göre iki katı
düzeyinde farklılık gösterebilmektedir. Süt
üretimin planlandığı bir işletmeyi, pazar
sıkıntısı bulunan ve süt fiyatlarının düşük
olduğu bir yörede kurmayı planlamak herhalde
akılcı olmayacaktır. Aynı yörede ırk
seçiminde de bu etkileyici bir faktördür.
Diğer taraftan büyükbaş hayvancılığın en
önemli girdisi kaliteli kaba yemdir.
Ülkemizde kültür ırkı sığır
yetiştiriciliğinin en önemli sorunu da
kaliteli kaba yem teminidir. Kültür ırkı
sığır yetiştiriciliğinde kaliteli kaba yem
olmazsa olmazların başında gelmektedir.
Kaliteli kaba yemin ucuza tedarik edilmesi
ise, hayvancılık işletmesinde karlılığı
etkileyen önde gelen faktördür.
Türkiye ekolojisinde en önemli kaliteli kaba
yem kaynağı yonca, mısır silajı, korunga,
fiğ +hububat tır. Kaliteli çayır otu
kaynakları yöresel olarak sınırlı
bulunmaktadır.
Teknik olarak kaba yem sayılmayan hububat
samanı, ülkemizde büyük ölçüde kaba yem
ikamesi olarak değerlendirilmekte,
verimlilik kesif yeme bağımlı olarak
sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu durum hem
verimliliği hem de maliyeti etkileyen önemli
bir faktördür.
Buna karşılık, Ülkemiz tarla arazilerinin en
geniş kullanımı olan hububat üretiminin
artığı olan saman ve hububat anızlarının,
yerli ve melez hayvan ırklarının ekonomik
şekilde yetiştirilmesine imkan sağlayan yem
kaynağı olma özelliği, hiçbir şekilde göz
ardı edilemeyecek bir konudur.
Diğer yandan, toplamda tarla bitkilerinde
bitkisel ürün yeterliliğinin olmayışı, tarla
alanlarının yem bitkisine ayrılmasını
önleyen en önemli kısıttır. Kültür
hayvancılığı için bir anlamda olmazsa olmaz
olarak kabul edilen yonca ve mısır silajı
ancak yüksek miktarda yağış alan yörelerde
sulamadan üretilebilmekte, çok sınırlı bu
alanlar dışında ise sulu arazilere ihtiyaç
duyulmaktadır. Sulu ziraat alanlarında
verimliliğin temel şartlarından birisi
olarak kabul edilen ürün münavebesidir. İyi
bir münavebenin en etkili seçeneği ise yem
bitkisi ekilişleridir. Buna karşılık, sulu
ziraat alanlarında toprakta organik madde
sürdürülebilirliği, hayvan gübresi
kullanımına bağlıdır. Bu etkileşim, ülkemiz
şartlarında sulu tarla ziraatı yapılan
alanları, hayvancılık işletmelerine muhtaç
kılarken, bilhassa kültür ırkı hayvancılık
işletmelerinin kurulacağı yerlerde, sulu
tarımın bulunması zorunluluk olarak
görülmektedir.
Kaba yem kaynakları, kullanım imkan ve
şekilleri, kurulacak hayvancılık
işletmesinin yapısını, özelliklerini ve
hayvan tercihinde belirleyici unsurların
başında yer almaktadır. Tarla artıklarından
yararlanılması, otlatmaya çıkartılması ve
bunun için yol kat etmesi gereken durumlarda
ırk seçiminde kültür ırkı melezleri,
simental ve esmer ırkı tercih nedeni
olabilmektedir. Kaliteli kaba yemin sorun
olmadığı, ahırda bakım beslemenin yapılacağı
ve süt pazarının uygun olduğu konumlarda
siyah alaca ırkı tercihte ön plana
çıkacaktır. Kaba yem kaynağı ağırlıklı
olarak kalitesiz mera ve anız olan yerlerde
ise yerli ırk ve melezleri kaçınılmazdır.
Ülkemizin göz ardı edilemez gerçeği Şap
hastalığı başta olmak üzere salgın hastalık
riskinin düzeyi de işletme ve yetiştirilecek
ırk tercihlerini etkileyen faktörlerin
başında yer almaktadır.
Küçükbaş ve kümes hayvancılığına yönelik
yatırımlar için de benzer tercihler önem
taşımaktadır.
Bu tercihlere göre verilecek kararlar ise
yatırımda yapı ve teknolojik tercihlerin
belirleyicisidir.
İşletmelerin kuruluşundaki doğru tercihler,
daha sonra işletmenin sürdürülebilirliğinin
temel güvencesi olacaktır.
VETA D;
tercihlerinizin belirlenmesinde,
kararlarınızın oluşması ve buna göre
yatırımınızın doğru şekillenmesinde
yanınızda ve hizmetinizdedir.
2013